Menü Kapat

Kendini Sabote Etmek – Sabotajcı Mısın?

Kendini sevdiğin, istediğin bir şeyi yapmaktan alıkoyduğun oldu mu? Ya da başlayıp yarısında bir sebepten vazgeçtiğin? Belki de bunun tam tersi söz konusudur. Kendini bir şeyi başarmak için aşırı zorluyor, çok fazla çaba gösteriyor ve bir zaman sonra da tükenip her şeyi bırakıyor olabilirsin. İşte kendini sabote etmek.

Birçoğumuz bunu farklı farklı şekillerde yaşamında deneyimliyor. Özenle, güzellikle olmasını istediğin, severek yapacağını içten içe bildiğin bir şeyi bazen bilerek bazen de bilinçaltından gelen dürtülerle yok edersin.

Bunu neden yapıyoruz? Kendini sabote etmek her zaman kötü bir şey mi? Peki sen kendini sabote ettiğin yerlerin farkında mısın?

Kendini sabote etmek nedir?

Kendini sabote etmeyi şu şekilde tanımlıyorum: Arzu edilen yönde adım atmayı, harekete geçmeyi engelleyici düşünceler, yargılar, hisler üretmek ve bu düşüncelerin, yargıların ve/veya hislerin kontrolü ele geçirmesine izin vermek.

-Her düşünce, yargı ve hissin bir oluş hali (detaylı bilgi için Oluş Halini Yükselt! içeriğine buraya tıklayarak ulaşabilirsin) vardır. Bu yazıdakilerden engelleyici titreşimler diye bahsedeceğim-

Engelleyici titreşimler sen bir şeyi hayal etmeye başladığın gibi de ortaya çıkabilir, ilk adımı atmaya karar verdiğinde ya da bir iki adım ilerlediğinde de. Hatta eğer çok yoğunlarsa daha en başından bir şeyleri hayal bile edemeyebilirsin!

  Engelleyici titreşimleri var edenin genelde korkular, güvensizlikler ve değersizlik hisleri olduğu söylenir. Benim bu konuda ilgilendiğim ve göz ardı edildiğini düşündüğüm bambaşka bir nokta var!

Değerler

Yaşamımızın rotasını, olduğumuz kişiyi, davranışlarımızı ve oluş halimizi en güçlü şekilde belirleyen şeylerden biri değerlerimizdir. Bir şeyi yapmamızın, bir şey için harekete geçmemizin ardında çoğu zaman sahip olduğumuz, inandığımız bir değer yatar. Örneğin arkadaşlarınla olmayı seviyor ve buna çokça vakit ayırıyorsan senin önemli değerlerinden biri yakınlık, sevgi ya da macera olabilir. Bedenine özen gösteriyor, beslenmene dikkat ediyor, düzenli hareket ediyorsan sağlık senin önemli değerlerinden biridir.

Değerlerimizin de kendi içinde önem sıralaması vardır. Benimsediğimiz birçok değer olabilir ve bu değerlerimizden bazıları diğerlerinden daha öncelikli olabilir.

Yakınlık ve maceranın senin değerlerinden olduklarını varsayalım ve diyelim ki bir yerde çalışıyorsun. İş arkadaşların ile kurduğun yakınlıktan, iş ortamından çok mutlusun. Fakat artık hep aynı şeyleri yaptığın için sıkılıyor ve yepyeni şeyler denemek istiyorsun. Bu sırada tam da içindeki maceracıya uygun bir iş teklifi alıyorsun: Yeteneklerin dahilinde fakat önceki yaptıklarından çok farklı ve denemek istediğin bir iş! Yalnız bir şey daha var. İş ortamı biraz resmi ve insanlar birbiriyle pek de yakın değil… Böyle bir durumda macera ve yakınlıktan hangisi senin için daha önemliyse o doğrultuda bir tercih yapmaya eğilimli olursun.

Değer Çatışması

Bazen değerlerimiz ile olan ilişkimiz içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Yaptığımız ya da yapmak istediğimiz bir seçim önemli değerlerimizden biriyle çeliştiğinde eğer bunun farkında değilsek yaptığımız seçimi sabote edecek davranışlarda bulunabiliriz.

Sağlık benim önemli değerlerimden biridir. Dünyayı onun aracılığıyla deneyimlediğim bedenime özen göstermeyi ve ona iyi bakmayı çok severim. Kullandığım kozmetik ürünlerin doğal olmasına, beslendiğim yiyeceklerin bedenimi ve hücrelerimi gerçekten besliyor olmasına önem veririm. Bir süredir de sirkadyen ritme uygun olarak besleniyor ve akşamları en geç 19:00’dan sonra çay/su hariç bir şey tüketmiyorum. Fakat bazen akşam toplanmalarında ailemle, arkadaşlarımla vakit geçirirken ortama mutlaka yiyecek bir şey getiriliyor. Dışarıda yemek yenilecekse bu akşam geç bir saatte olabiliyor. Ya da akşam yürüyüşlerinde yaz da geldiyse hep birlikte dondurmacıya koşulabiliyor.

İlk başlarda böyle zamanlarda kendimi ve bedenimi sabote ettiğimi, aslında yapmak istediğim şey sağlığıma önem vermekken ortama ayak uydurmak için bundan vazgeçtiğimi düşünürdüm. Sonradan fark ettim ki böyle durumlarda aslında yine önemli değerlerimden biri olan yakınlık, sevgi ve bir diğeri keyife göre hareket ediyorum. Sevdiğim insanlarla birlikte bir şeyler yapma, bağ kurma, anı biriktirme, yaşamdan keyif alma ihtimalimi sabote etmemek için ara sıra sağlık değerimle keyif değerimin yerlerini değiştiriyorum.

Kendini sabote etmek mi, değer çatışması mı?

Küçük bir uygulama ile devam edelim mi? Bir kağıt kalem al, sevdiğin bir müzik aç ve 4-5 dakika boyunca kendini sabote ettiğini düşündüğün şeyleri yaz.

Bitirdiğinde ara ver ve bu şeylerin senin için temsil ettiği değerleri belirle. Bunu yapmak için kendine şu soruyu sorabilirsin; bunu yaptığım zaman ne elde ediyorum?

Sevgi? Sağlık? Başarı? Güç? Güvenlik? Rahatlık? Macera? Yakınlık? Keyif?..

Şimdi de kendini sabote ettiğinde ne elde ediyorsun onu gör.

Keyif? Yakınlık? Macera? Rahatlık? Güvenlik? Güç? Başarı? Sağlık? Sevgi?..

Sanırım içindeki arzunun da sabotajcının da tek bir niyeti var; seni değerlerine uygun bir şekilde yaşatmak:) Ne dersin?

Birkaç Öneri

Değerler üzerine daha detaylı okumak istersen:

Anthony Robbins – İçindeki Devi Uyandır, İnkılap Yayınevi

Hücrelerini besleyecek şekilde ve/veya sirkadyen ritme göre beslenmeyi merak ettiysen:

Dr. Ayşegül Çoruhlu – Kuantum Beslenme, Doğan Kitap

Dr. Ayşegül Çoruhlu – Sirkadyen Beslenme, Doğan Kitap

 

Kendin olarak var olmanın keyfini çıkarman dileğiyle,

Sevgiler,

Cansu

Yaşamsuyu Bülten’e katılmak için tıkla!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir