Yaratım 101 – Evrenle Birlikte Yaratım

Biz insanlar kendi gerçekliğimizin yaratıcılarıyız. Yaratım her an sürekli bir şekilde gerçekleşiyor. Her an, her saniye içinde bulunduğumuz oluş halimizle ve yaptığımız seçimlerle hem kendi yaşamımızı hem de dünyada birlikte sürdürdüğümüz ortak yaşamı yaratıyoruz.

Şimdi hem yaşamına hem de dünyaya alıcı gözle bir bakmanı istiyorum. Her şey yolunda mı? Gördüklerinin çoğundan memnun musun? Farklı olmasını istediğin şeyler var mı?

Nasıl yaratıyoruz?

Her şey enerjidir. Aslında madde olarak deneyimlediğimiz her şey atom altı alanlarda belirli bir frekansta titreşir ve bu titreşimler dalgalar halinde yayılır. Maddenin ötesinde, zihnimizde beliren düşüncelerin ve içimizde beliren hislerin de titreşimleri vardır.

Her düşünce ve her his oluş halimizi etkiler. (Oluş hali üzerine detaylı bilgi için buraya tıkla.) Beliren bir düşünceye ya da hisse odaklanıp onu bilinçli ya da bilinçsizce beslediğimizde bu düşüncenin ya da hissin titreşimi oluş halimize yayılmaya başlar. Bu düşünce ya da his yıllar boyu bizimle birlikte olduğunda ise artık o bizim oluş halimizin bir parçası olur ve yaşamımız bu düşünceyi/hissi besleyecek ya da gerçekleştirecek kişiler, durumlar, olaylar etrafında dönmeye başlar!

Yaratım farkındalığı

Genelde bir şey canımızı sıkmaya başlamadan yaşamımızda ya da iç dünyamızda dönüşüm yapma yoluna gitmeyiz. Bazen de canımızı sıkan bir şey olsa bile dönüşüm adımları atmamız için bu sıkıntılı halin patlama noktasına gelmesini bekleriz. Bunun sebebi çoğu zaman dış dünya odaklı olmamız ve iç dünyamızda ne olup bittiğinin pek de farkında olmamamızdan kaynaklanır.

Yaratım farkındalığını yükseltmenin en kolay yollarından biri yaşamında tekrar eden olaylara bakmandır. İşinde yaşadığın sorunlar birbirine benziyor mu? Farklı farklı insanlarla aslında hep aynı ilişkiyi mi yaşıyorsun? Günlük hayatta başına gelen olaylarda hep aynı şeylerden mi şikayet ediyorsun?

Arzularını yaratıma sokmanın en etkili yollarından birini keşfetmeden önce küçük bir uygulama yapalım. Okumaya birkaç dakika ara ver ve yaşamında en çok gerçekleşmesini istediğin şeyleri düşün. Bunlar ilk aklına gelen birkaç şey olsun. Şimdi bu konularda içinde bulunduğun, dönüştürmek istediğin ve tekrar eden şeyleri belirle.

Bu tekrar eden şeyleri besleyen hislerin, inançların, davranışların neler sence?

Yaratım için en etkili uygulamalardan biri

Niyet!

Türk Dil Kurumu niyeti, bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat olarak tanımlıyor. Aslında ne istediğini bilmek olarak söylersek de gayet uyumlu olur.

Bir işe, bir güne, bir ilişkiye başlarken niyetinin ne olduğunun farkında olarak mı başlıyorsun yoksa inanç kalıplarının otomatik pilotunda mısın?

Niyet koymak en güçlü yaratım uygulamalarından biridir. Niyet koymadan önce kendini iyice gözlemlemen ve gerçekten ne istediğini bilmen önemlidir. Niyetin ne kadar net olursa gerçekleştirme hızın da o kadar yüksek olur. Niyet koymak o şeyle ilgili varlığının ve eylemlerinin sorumluluğunu almanı da getirir. Çünkü niyetini bir kere koyduktan sonra oluş halini niyetinle uyumlaman ve ona uygun bir şekilde davranman gerekir.

Önünde yeni başlayacağın bir şey varsa, bu yazıyı da buraya kadar okuduysan hiç durma, hemen o şey ile ilgili niyetini belirle. Ve en önemlisi, niyetinin nasıl gerçekleşmesi gerektiği ile ilgili beklentilerini bir kenara bırak ve belirsizlik alanının sonsuz olasılıklarına açık ol!

(Belirsizlik alanı üzerine okumak istersen buraya tıklayarak Belirsizliğin İçinden yazısına gidebilirsin)

Bunu her sabah yeni başlayan gün için de yapabilirsin. Ya da gün içinde belirli bir zaman aralığı, belirli bir olay veya durum için. İlla çok büyük bir şey olması gerekmiyor.

 Niyetin gerçekten kalbinden gelen bir niyetse ve içinde şüphe ya da endişe barındırmıyorsa, niyetinle uyumlanıp onu davranışlarınla da destekliyorsan olacaklardan ben sorumlu değilim!

Kendin olarak var olmanın ve yaratmanın keyfini çıkarman dileğiyle,

Sevgiler,

Cansu

 

Not: Bu yazıda geçen bilgiler ve uygulamalar dalga-parçacık ikiliği teorisi ve yazarın kişisel deneyimlerini bu bağlamda yorumlamasıyla ortaya çıkmıştır. Bilimsel bir temele dayanıp dayanmadığına dair kendi araştırmanızı yapınız.

Yaşamsuyu Bülten’e katılmak için tıkla!