Yaşayarak öğrenmek mi yoksa teorik olarak öğrenip ona göre yaşamak mı? Zihnimiz her şeyi önceden bilmek, kendini güvende hissetmek ve ona göre yaşamak istese de kalp ve ruh seviyesinde aslında hepimiz yaşayarak öğreniriz. Bizi dönüştüren ve kendimize yakınlaştıran aslında bilmediğimiz, kendimizi bir şekilde içinde bulduğumuz ve deneyimlediğimiz şeylerdir. 2019 bolca yaşayarak öğrendiğim bir yıl oldu. İşte 2019’un söyledikleri:
her gün kendine vakit ayır.
Her gün yalnızca kendi kendime kaldığım bir zaman yaratmak beni kendime yakınlaştırıyor. İstediğim ve istemediğim şeyleri daha net olarak görebiliyorum. Bana iyi gelen ve bana iyi gelmeyen şeyleri çok daha çabuk fark ediyorum. Yaratıcı yanımla çok daha yakın bir ilişki kuruyorum ve bu da neşe, keyif, coşku, huzur gibi oluş hallerini yaşamımda çoğaltıyor. Zihnimin alışkanlıklarından yola çıkarak, korku ile eyleme geçmek istediği yerlerde durup gerçekten istediğim şeyi gerçekleştirebiliyorum.
Bu zamanı kendime ayırmadığımda ise bu deneyimler yavaş yavaş azalmaya başlıyor çünkü zihnimin içindeki gürültü artmaya ve dikkatimi dağıtmaya başlıyor. Dikkat sahip olduğumuz en değerli şeylerden biri. Dikkatimiz nereye giderse enerjimiz de oraya gidiyor. Dikkatimiz gün içinde çoğunlukla dağınık olduğunda kendimizi kolayca tükenmiş hissedebiliyoruz. Dikkat dağınıklığı enerjinin senin bilinçli isteğin dışında sürekli başka bir şeylere akması demektir aslında. (Dikkat üzerine okumak istersen Dikkat! En Önemli Şey yazısı için tıkla.)
2019’un bana söylediği ilk şeylerden biri bu oldu: Özünle daima bağlantıda kalmak istiyorsan her gün mutlaka kendinle baş başa kaldığın, kendini dinlediğin ve sana ait olmayan düşünceleri, hisleri, inançları varlığından temizlediğin bir zaman yarat kendine.
içindeki coşkulu ama fısıldayarak konuşan sese teslim ol.
Çünkü teslim olmamak çok yorucu ve tüketici. Buna sezgi, ruhumun arzusu, evrenden gelen mesaj ya da bambaşka bir şey diyebiliriz. Hepimizin içinde fısıldayarak konuşan duyduğumuzda doğru olduğunu bildiğimiz, bizi sevince, coşkuya ve bizim olana götürecek şeyi söyleyen bir ses var. Bunun her zaman öyle büyük bir şey olması da gerekmiyor. Bazen özellikle bir kıyafeti giyme isteği kadar günlük bazense bir iş fikrini geliştirmek gibi geleceğe yönelik bir şey olabilir. Ya da boş bir günündesindir ve aklına birden bir yer gelir ve oraya gitmeyi düşünürsün.
O sesi dinlemek ve takip etmek özünle, bu benim yaşamım ve onu seviyorum diyeceğin bir yaşamla hizalanmana hizmet ediyor. 2019’un söyledikleri, numara iki: O sesi her zaman dinle.
yaşam deneyimi spiraldir.
2019’un bana söylediği şeylerden biri de bu. Ruhsal seviyede yaşam dümdüz gitmiyor, aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayabiliyoruz. Aynı şeylerin üzerinden tekrar tekrar geçmemiz gerekebiliyor. Ve bu her ne ise ona her seferinde bambaşka bir bakış açısıyla bakma imkanımız oluyor.
Bu nasıl olabilir?! Bunu halletmemiş miydim, diyorum ve büyüleyici bir şekilde kendimi yıllar önce yaşadığım bir şeyin içinde buluyorum yeniden. Mekan tamamen farklı, kişiler tamamen farklı, olay tamamen farklı, alacağım karar ya da eyleme geçme seçeneğim tamamen farklı ama hissettiğim şey tamamen aynı.
Aynı şeylerin üzerinden tekrar tekrar geçebilirsin, aynı şeyleri yeniden yaşayabilirsin. Her seferinde farklı bir oluş hali ile deneyimleyip farklı bir şekilde algılıyor olacaksın. Bu çok normal; çünkü yaşam deneyimi doğrusal değildir. Yaşam deneyiminden spiraller çizerek geçersin. Bir gün o durumdan, olaydan öğreneceğin hiçbir şey kalmadığında zaten onu fark etmiyor olacaksın.
2020’de de
Kendin olarak var olmanın keyfini çıkarman dileğiyle,
Sevgiler,
Cansu
Yaşamsuyu Bülten’e katılmak için tıkla!