Yıllar önce bir gece yarısıydı. Göğsümün tam ortasında güçlü bir şekilde çarpan elektrik hissiyle dehşet içinde uyandım. Sanki biri bana elektroşok uyguluyormuş gibi yerimden sıçramış ve çok korkmuştum. Ev arkadaşlarım uyumuş olmalıydı, evde çıt çıkmıyordu. Odamın neredeyse kapalı kapısının ardından sızan sarı ışık, biraz önce yaşadığım deneyimin bende bıraktığı his ve ben baş başaydık. Rüyaydı herhalde diye kendimi teselli edip yeniden yatağıma uzandım ve gözlerimi kapatarak uyumaya çalıştım.
Ancak bu bir rüya değildi. Sabaha kadar neredeyse her daldığımda aynı şekilde sıçrayarak uyandığım korku içinde bir gece geçirdim. Kalp krizi mi geçiriyordum? Ya da bilmediğim bir hastalığım mı vardı? Sabahın ilk ışıklarıyla kalkıp bilgisayarımı açtım ve internetten araştırmaya başladım. Hiçbir şey yoktu. Bana mantıklı gelen, içimi rahatlatan, evet işte buymuş dedirten hiçbir şey bulamadım.
Kalp Enerji Merkezi
Ben o gece yastığa başımı koymadan önce bana iyi gelmeyen, yaratıcı enerjimi emen, sağlıklı sınırlar çizemediğim bir kişi ile arama mesafe koymaya ve onun yaşamımdaki yerini bana iyi hissettirecek şekilde azaltmaya karar vermiştim. Bu öylesine düşündüğüm bir şey değildi, kararım kesindi, kendimden emindim. O zamanlar bu kararım ile önce ben demeyi seçtiğimi, öz sevgiye giriş yaptığımı ve kalp çakramın sağlıklı bir şekilde çalışması için harekete geçtiğimi bilmiyordum.
Belki de yıllar boyunca sağlıklı bir şekilde çalışmamış kalp çakrama farkında olmadan kendi kendime bir elektroşok uygulamıştım! İlerleyen günlerde kendimi çok farklı hissetmeye ve uzun zaman sonra ilk defa neşe, keyif ve coşku enerjileri ile dolmaya başladım.
Kalp Çakrası
Uzak doğu tıp ve bilgelik öğretilerinde çakralar bedenimizde, enerjinin yoğunlaştığı merkezlerdir. Her merkez konumuna göre hormonal salgı bezleri, sinirler ve omurgamız ile bağlantıdadır. Bedenimizde ya da ruhsal durumumuzda ortaya çıkan bir olumsuzluk ilk olarak enerji merkezlerimizde başlar. Zaman geçtikçe düzelmeden orada kalan bu enerji dengesizliği, son olarak kendisini fiziksel ya da psikolojik rahatsızlık olarak gösterir.
Göğsümüzün tam ortasında kalp çakramız yer alır. Kalp çakrası kısaca; dünya enerjileriyle ruhsal enerjilerin buluştuğu, insan olmayı, kendimizi ve başkalarını sağlıklı bir şekilde sevme, otantik benliğimizi yaşamaktan doğan yaşam coşkusunu hissetme merkezidir. Kalp çakrasındaki dengesizlikler kişinin çok alıcı ya da çok verici olmasına sebep olabilir. Her iki şekilde de kişi kendisine öz sevgi hissinden uzak, neşe keyif ve coşku enerjilerinin kısıtlı bir şekilde yaşandığı, korku ve dolayısıyla maddi-manevi bağımlılığın ön plana çıktığı bir yaşam yaratır.
Uygulama Zamanı
Enerji merkezlerimiz bir kere dengeye gelince bir daha hep öyle kalmıyor. Gün içinde deneyimlediğimiz her olay, vakit geçirdiğimiz her kişi bu dengeye olumlu ya da olumsuz bir katkı sunabilir. Günün çoğunu dengede ve akışta geçirdiğinde olası bir dengesizliği çok daha dirençsiz bir şekilde deneyimleyebilir ve çabucak kendine özgü denge haline geri dönebilirsin.
Kalp enerji merkezi ile temasa geçmek, dengeye giden yolun etkili adımlarından birisi. Omurgan dik bir şekilde otur, birkaç dakika nefesini gözlemleyerek zihnini uygulama için hazırla. Sonra bir elini iki göğsünün tam ortasına yerleştir. Dikkatini avucunun bedeninle temas ettiği noktaya getir. Zaman yaratabilirsen yirmi dakika, yaratamazsan iki dakika da olsa dikkatin bu noktada olacak şekilde nefes alıp vermeye devam et. İşte bu kadar!
Kendin olarak var olmanın keyfini çıkarman dileğiyle,
Sevgiler,
Cansu
Not: Bu yazı gerçek bir olaydan yola çıkılarak doğu felsefelerinde yer alan çakralar sistemi ve yazarın kişisel deneyimlerini bu bağlamda yorumlamasıyla ortaya çıkmıştır. Bilimsel bir temele dayanıp dayanmadığına dair kendi araştırmanızı yapınız.