Menü Kapat

İlk Adımı Atmak – Oturmaya Mı Geldik?

Bir hayal düşlüyor ve söz konusu ilk adımı atmak olunca erteliyor da erteliyoruz. Şu bitsin öyle başlayayım, bayramdan sonra kesin başlıyorum, biraz hasta gibiyim daha iyi hissedince başlarsam daha iyi olur…

Günler, haftalar bazen yıllar geçiyor. Erteledikçe enerjimiz tükeniyor, hayal kırıklıklarımız çoğalıyor ve kendimizi bir köşede oturmuş hayal bile kuramazken buluyoruz.

Peki biz bu dünyaya oturmaya mı geldik? Ne zaman kalkıp oynayacağız?

İlham altın snitch* gibidir!

(*Snitch: Harry Potter dünyasında çok hızlı uçan ve nadiren görülüp peşine düşerek yakalanan küçücük altın sarısı kanatlı bir top)

Aklına seni mutlu eden bir fikir geldiğinde, seni heyecanlandıran bir hayale daldığında, belirli bir şeye karşı içini ısıtan bir yönelim hissettiğinde –bu sağdaki sokaktan gitmek ya da bir insanın birdenbire aklına gelmesi olabilir- eğer belli bir süre içinde bir eylemde bulunmazsan ne olur? Fikrin yavaş yavaş solar. Heyecanın azalır ve sanki yapsan güzel bir şey olacakmış gibi hissettiren şey ortadan kaybolur.

İlham geldiğinde içimizde yarattığı enerji muazzamdır. Kısa bir süre için bize o şey gerçekleşirse nasıl hissedeceğimizi gösterir. O enerjiyi kaybolana kadar kısa bir süre iyi hissetmek için kullanabilir ya da o an elimizden ne geliyorsa gerçekleştirmek için o hisse doğru bir adım atabiliriz.

İlk adımı atmak isteyenler buraya!

Adım at demesi kolay, peki atması neden o kadar kolay değil?

Bunun bir sebebi geçmişte böyle bir adım attığında canının yanmış olması olabilir. Hücresel hafızamızda geçmişin duygusal kilitleri bulunur. Sen şimdi aynı hissin peşinde bir adım atmaya kalkacağında bedenin adeta alarm verir, birden hastalanabilirsin, yorgun düşebilirsin. Zihnin seni bu işten vazgeçirmek için dikkatini dağıtmaya çalışır. Aslında ortada somut bir engel yoktur.

Kendini gerçekleştireceğin hayale ya da seni sarmasını istediğin hisse değer görmemen de seni adım atmaktan alıkoyuyor olabilir. Çoğu zaman, kendimize olan davranışlarımız ve kendimize yarattığımız yaşam öz değer duygumuzun bir yansımasıdır. Başka bir gerçekliğin içinde olmak isterken kendimizi istemediğimiz bir gerçeklikte tutmamızın da başlıca sebeplerinden biridir.

Okumaya bir ara ver ve aslında gerçekleştirmek istediğin ama bir türlü ilk adımı atamadığın bir şeyi düşün. Yukardakilerden hangisi seni daha çok yansıtıyor? Geçmişte deneyimlediğin ve belki de hala üzerinde taşıdığın bir acıdan mı kaçınıyorsun yoksa bu erteleme öz değer duygunla mı alakalı?

Haydi biraz oynayalım!

Sen, ben, hepimiz belirli bir süre için Dünya’dayız. Dünya’yı ve evreni keşfediyoruz, insan olmayı deneyimliyoruz. Bu deneyimi; hissedebilen, hayal kurabilen ve hareket edebilen bedenimiz aracılığı ile gerçekleştiriyoruz. Oturmaya, ertelemeye ve ilham enerjimizi kısa süreli iyi hissetmeler için tüketmeye gelmiş olabilir miyiz sahiden? Tüm yeteneklerimize, zekamıza, hayal gücümüze, sevinçlerimize ve yaratımlarımıza yazık olmaz mıydı?

Öyle ya da böyle, gerçekleştirmek istediğin şeyi şu ana kadar erteledin. Bu yazıyı okuyorsan bu senin çalar saatin. Şimdi artık oynama zamanı!

İlhamının peşine düş, bir süre boyunca gün içinde hissettiklerinin ve sezgilerinin farkında ol. Hayalin aklına geldikçe gözünde canlandır.

Karşına çıkan ve seni heyecanlandıran ilk fırsatta ilk adımını atmayı unutma!

İlk adım her zaman en zorudur. Hemen yapamazsan, ilham enerjin tükenmeden ilk adımı atabilmek için gayret et. Sen adım attıkça adımların hafifleyecek ve hayalin somut bir şekilde yaşamında belirmeye başlayacak!

Kendin olarak var olmanın keyfini çıkarman dileğiyle,

Sevgiler,

Cansu

Yaşamsuyu Bülten’e katılmak için tıkla!

2 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir