Oluş halini yükseltmek, gönlünden geçenlerin daha kolay gerçekleştiği akışta, iyi ve anlamlı hissettiren bir yaşam sürmek mümkün! Peki sen günün çoğunu nasıl bir oluş halinde geçiriyorsun?..
Belirsizlik çoğu zaman güvensizlik ve tedirginlik hisleriyle birlikte gelir. Ondan bir an önce kurtulmak isteriz. Çünkü bilmek isteriz. Peki ya aslında zaten hiçbir şey bilmiyorsak?..
Paraya sahip olduğundan farklı anlamlar yüklediğimiz zaman onunla olan ilişkimiz sağlıksızlaşıyor. Para aslında nötr bir enerjidir. Para ile olan ilişkini şimdi fark etmek ister miydin?..
İşte karşınızda kadim Hawaii uygarlığından gelen Ho’oponopono, hem bir felsefe hem de oluş halini dönüştürmek için kullanabileceğin bir şifa aracı, bir sanat. Tanışmış mıydınız?..
Bir şeye nasıl başlarsan öyle gider cümlesinin geçerli olduğu sihirli bir yer var: Sabahlar! Günün ilk dakikalarını kendine ayırdığında sıradan günlerinden çok daha farklı bir gün deneyimleyeceğin kesin!..
Elinden gelen her şeyi yaptın ama olmadı. Peki gerçekleştirmek istediğin şey için çok sevindin mi? Sevinmek de ne alaka diyorsan okumaya devam et!..
Kış mevsiminden çıkarken canlanmak, parlayan güneş ışığına ve yükselen enerjine uyumlanmak için biraz yavaşlamaya, yeni bir mevsime ve yeni dönüşümlere ferah bir şekilde yer açmaya ne dersin?..
Bir hayal düşlüyor ve çoğu zaman ilk adımı atmayı erteliyor da erteliyoruz. Şu bitsin öyle başlayayım, bayramdan sonra kesin başlıyorum, biraz hasta gibiyim daha iyi hissedince başlarsam daha iyi olur…
Yaşamımıza yeni bir şeylerin dahil olacağı ya da olmasını istediğimiz zamanlar vardır. Yeni bir eşya, yeni bir alışkanlık, yeni bir ilişki, yeni bir ev, yeni bir iş, yepyeni bir düzen…
Dönüşüm insanın en temel gerçeklerinden biridir. Peki ne oluyor da bazen sanki ne yapsak hiçbir şey değişmiyor, her şey aynı, yaşam olduğu yerde takılmış gibi geliyor ve bu da bizim…